30 Aralık Cuma
Bu sabah Eres'ten gelen telefonla öğleden sonra planı belli oldu. Tuzak kokusu almama rağmen Mannheim'a gitmeyi kabul ettim. Neustadt tren istasyonunda buluştuk ve Eres'ten beklediğimiz gibi koşturmaya başladık. Neyse ki 20 metre sonra perona geldik ve ilk etap bitmiş oldu. Eres treni beklerken yolda benimle konuşmak istediğini söyleyince tuzaktan emin oldum. Bu konuşma tabii ki trende rahat rahat otururken değil de Mannheim'da koştururken yapıldı. Sonunda bir hayır konserinde kasa nöbetçiliği ve bir Porto Rikoluya Almanca dersi vermeyi kabul etmek zorunda kaldım.
Sonra bir kafeye girip bir şeyler içtik. Serkan ve ben kola şişesiyle küçük bir konser verdik. Kafeden sonra Eres ve Katja alışverişe gitti, ben de çocuklar açık hava paten pistinde kayarken onları bekledim.
Akşam evde çocuklarla yalnızdım ve aslında film seyretme planları yapıyordum ama çocuklar bir türlü uyumak istemediğinden bunu yapamadım. Uyuduklarında Dieter Nuhr'un daha önce seyretmediğim bir stand-up şovu vardı ve neşeli bir gece için gereken her şey tamamdı.
Korkusuz ve uykusuz bir gün geçirmiştim, iyi miydi bilmiyorum ama sanırım şikayet etmek için henüz çok erken.
Eres iyi biri. Hep sevdin onu. O da seni. Ne zaman görsem seni soruyor. Seni de merak ediyor. Panik nedir biliyor. Seni mesgul etmeye calisiyor ki düsünmek icin firsatin olmasasin. Buna tuzak desen ne yapabilirim?
YanıtlaSilHazır olmadığım bir durum olduğu için tuzak dedim, yoksa kötü bir amaç sezdiğim için değil.
YanıtlaSil