26 Aralık 2011 Pazartesi

Bir delinin hatıra defteri (5)

26 Aralık Pazartesi
Bu sabah baş dönmesinin yanında mide bulantısı da var. Katja elektronik bir hatayı düzeltmek için dışarı çıktı. Panik! Çocuklar odalarında ödev yapıyorlar ve arada anlamadıklarını bana soruyorlar. Onların yaşındayken rahatlıkla yaptığım soruları şimdi anlayamıyorum. Kafamda şu an sadece acaba elektronik postada ne yazıyordu sorusu var ve bu sefer ne yazık ki ilaçtan daha güçlüyüm.
Serkan arada bir yanıma geliyor ve yazdıklarımı okuyor ama anlıyor mu bilmiyorum. Belki de bunları benim yazdığımı bile bilmiyor.
Öğleden sonra biraz uyumaya çalıştım. Mangal hazır olunca beni kaldırdılar. Yemekten sonra çocukların dönme dolabını yapmaya başladım ama oturduğum yerde rahat edemiyorum.  Beş dakikada bir ara veriyorum. Sanki hastayım, eklemlerim ağrıyor, başım dönüyor ve midem bulanıyor. Ağzım kuru ve arada bir çenem kasılıyor.
Sonra çocuklar ormana gezmeye gitti, bu sefer ben evde kaldım. Ormanda yürüyebilecek kadar iyi hissetmiyordum kendimi, oysa ki hava bu gün mevsime göre oldukça sıcaktı. Gezintiden döndüklerinde tekrar dönme dolabın başına oturduk. Bu sefer daha uzun süre çalışabildim ve epey bir kısmını bitirdim. Kalkar kalkmaz hastalığım kendini yine hatırlattı, çalışırken bunu tamamen unutmuştum. Artık panikten çok hasta mıyım diye düşünüyorum.
İnsanlar bana ilacın dozunu azaltmamı söylüyor ama onları dinlememek için doktor her gün bir tane almamı söylediği bahanesini kullanarak bu teklifi reddediyorum.
Akşamı televizyon karşısında daha önce defalarca seyrettiğim filmlerle geçirdim. Gece bir gibi uykum kaçmış bir şekilde yatağa gittim ve kitap okumaya başladım. Uykusuzluğun en güzel ve etkili ilacının yardımıyla kısa sürede uyuyakalmışım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder