8 Ocak Pazar
Haftasonları yorgunluğumu iyice hissettiğim zamanlar. Belki de sadece benden bir şey isteyenlerden kaçmak için ileri sürdüğüm bir bahane. Dün neredeyse bütün günü uyuyarak geçirdim, uyumadığım zamanlarda da Harry Potter seyrettim.
Yarın okul yeniden açıldığı için çocukların ödevlerini kontrol etmem lazım, bunun yanında yapmam gereken başka şeyler de var ama benim yapmak istediğim şeyler çok başka. Yapması kolay şeyler, dışarı çıkmak, başka bir yere gitmek, fotoğraf çekmek, yol kenarında bir yerde oturup kitap okumak. Hava da çok uygun aslında, sıcaklık on derecenin üzerindeymiş bu gün ama önce diğer işlerin yapılması lazım.
Önce Serkan'la sudoku çalıştık. Eğer bir şey kesin değilse o konuda kararı şımdi verme fikrini öğrendi ama bu iyi bir fikir mi bilmiyorum. Sonra Katja'nın ödevinin düzeltilmesi işine baktım.
Öğle yemeğinden sonra Serkan'la küçük bir sera yaptık, bu iş biter bitmez de ormana gitmeye karar verdik. Çıkmadan önce küçük bir bilgisayar sorununa bakmam gerekti ama çözüm yokmuş, iyi ki her sorunu çözebilmem gerekmiyor.
Sonunda evden çıkabildik. Ümit uzun mavi eldivenleri ve Noel baba kukuletasıyla komik bir E.T. gibi giyinmişti. Şapka konusunda ondan öğreneceğim çok şey var hala. Yolda küçük bir gölet gördük ama zaten geç çıktığımız için oraya gitmek istemedik. Göletin yerini ilkbahar ziyaretlerim için not aldım, belki orada kurbağa ya da yusufçuk bulabilirim.
Akşam yapacak işim yok derken yatana kadar internette birileriyle konuştum. Konuşmaya başlamadan önceki korkularım kısa süre sonra yok olmuştu. Tanrılar bu akşam da beni şaşırtmayı başarmıştı, zaten bu yüzden yaratmadım mı onları?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder