Sonunda buraya da kış geldi. Eksi on küsürlü sıcaklıklarda daha evden çıkar çıkmaz eller üşümeye başlıyor. İyi ki yerlerdeki karlar çabuk eridi de düşme tehlikesi epey azaldı.
Almanya'da yazılı olmayan bir kural vardır: İki kişi arasındaki bir selamlaşma sonsuza kadar yapılmış bir sözleşmedir. Bir süredir bunu bazı insanları yönlendirmek için kullanmayı planlıyordum. Bu sabah istasyona yürürken uzun zaman sonra ilk kez hedeflerimden biriyle karşılaştım. Selam vermek için ona doğru döndüğümde onun bunu istemediğini gördüm. Birden dün gece bir arkadaşımla konuştuğum şeyler aklıma geldi. Bir ganimete daha sahip olabilmek için tanımadığım birini savaşa sürüklemek istiyor muydum? Başımı çevirdim ve yeşil ışığın yanmasını beklemeye başladım. İçimdeki sahip olma arzuları yavaş yavaş yok mu oluyordu acaba?
İşe geldiğimde bugün için de hapımın yanımda olduğunu görünce rahatladım. Bir gün hap almamanın nasıl yan etkiler yapabileceğini bilmiyordum ama bunu da bir deney olarak görmeyi planlamıştım. Neyse ki şimdilik bu deneye gerek yok fakat unutmadan yeni bir doktor randevusu alayım yakında.
Son birkaç gündür şirkette öğleden önceleri uyukluyorum ve dolayısıyla pek iş yapmıyorum. Dün bunu iyi gizleyebildim, çünkü başkaları sistemi öyle bozdu ki öğlene kadar kimse çalışamadı ve ben de bu arada ben de rahat rahat bridge dergimi okudum. Bu hafta grubumuza diğer kurstan birisi daha katıldı ve o da benim gibi daha önceden oynamış ve sanırım benden de iyi biliyor oyunu. Benim asıl dikkatimi çeken ise davranışlarıydı. İlk başta sanki bütün grubu kontrol altına almak ister gibiydi, her konuda herkese laf yetiştiriyordu. Ardından öğretmenin uyarılarını beklemeden oyunu da yönlendirmeye başladı ama sonra birden her şey yolundaydı. Sanki ilk başta herkesin sınırlarını zorlayarak ölçümlerini yaptı ve ardından da en azından benim fark edemediğim bir çabuklukla kendini gruba uydurdu.
Bu sabah yapmayı planladığım bir demo projesi var, umarım bu beni uyanık tutabilir. Bunun yanında ekip başından ve test grubundan çözmem için problemler de eksik olmuyor. Problem çözme yeteneğimde sonuç olarak bir değişiklik yok, tek fark artık verileri paralel işleyebiliyorum sanki. Tabii bu işi henüz çok iyi beceremiyorum, normal yöntemim kadar da hızlı değilim ama yeni şeyler öğrenmek benim için her zaman eğlenceli olmuştur. Hafızamda bir iyileşme var mı bilmiyorum ama algılamada gelişmeler var gibi. Bu arada bu kadar çok veriye alışık olmayan beynimi de bu duruma alıştırmam gerekecek. Eskiden verileri sıraya dizip sabit bir hızla onları değerlendiriyodum, şimdi veriler her yönden değişik hızlarla geliyorlar ve kafamın içinde büyük koşuşturmalar başlıyor. Sürekli yön değiştirmem, hızımı azaltıp artırmam gerekiyor ve arada tökezlediğim de oluyor. Hatta dışarıdan veri akışı kesildiğinde bocalayıp etrafa bir sonraki sinyalin nereden geleceğini bilmemenin korkusuyla bakınıyorum. Bütün algıları karşılayamadığımdan bazen bulduğum cevapların zamanı geçmiş oluyor ve bu da moralimi biraz bozuyor ama belki de her şeye çözüm bulamayacağımı kabul edip kaçırdığım soruları ya da fırsatları dert etmemeyi öğrenmem lazım.
Şirkette problemler için bulduğum açıklamalar kimsenin hoşuna gitmedi ama en azından artık benim sorunlarım değiller. Şimdi demo projeme devam edebilirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder