20 Eylül 2014 Cumartesi

Filmlerde yaş sınırı

Bu akşam çocuklarla sinemaya gittik. Filmi de kendileri seçti, parçaları seyrettikten sonra. Filmin yaş sınırına baktığımızda FSK 12 ibaresi vardı, yanioniki yaşından büyükler için. Çocuklar birbuçuk yaş küçük kalıyorlar anlayacağınız. Ne yapacağız diye düşünürken imdadımıza başka bir kural yetişti. Eğer çocukların yanında ebeveynlerden en az biri varsa altı yaşından büyük çocuklar FSK 12 ibareli filmlere girebilirler. Bu bilgiyi biletlerin rezervasyonu sırasında da sinemadan teyit ettirdik. Aslında bu kural şu anlama geliyor: Bütün FSK 12 filmler aslında FSK 6 özelliklerini taşımalı. Peki o zaman neden iki değişik yaş sınırı var sorusu üzerine kafa patlatmayı başka bir zamana bırakıp yola çıktık. Rezervasyondaki biletleri film başlamadan yarım saat önce almak gerekiyor. Bu daha anlaşılır bir kural. Yani eğer film başlamadan yarım saat önce biletleri almadıysanız bunları sırada bekleyen başka sinemaseverlere satabiliriz demek. 

Tabii ki sinemaya film başlamadan onbeş dakika önce varabildik. Gişeye gittik ve "Rezervasyonumuz vardı" dedik. Görevli kadın listeye baktı ve "Filmden yarım saat önce gelmediğiniz için biletleri başkasına sattık" dedi. Hemen ardından da yeni bilet almamız gerektiğini ekledi. Doğruyu söylemek gerekirse bu cümleyi hala anlayabilmiş değilim. Yani bilet kalmadığı için başka birine bizim biletleri satmış ama o seans için hala boş yer var ya da ben bu kadar anlayabiliyorum. Hatta bize nereden yer istediğimizi bile sordu. Çocuklar arkada oturmak istedi ve üç adet biletimizi alıp Hercules adlı film için 10 numaralı salonda gittik.

Filmin başlamasına beş dakika vardı ve salonun onda biri belki doluydu. Gişedeki kadınla yaptığımız muhabbete gittikçe daha az anlam verebiliyordum. Ben hala Hercules film acaba gerçekten ebeveynler ile altı yaş sınırına sahip olabilir mi diye düşünürken ilk şok yola çıkmıştı bile. Gelecek filmlerin reklamları. Evet film belki gerçekten altı yaş içindi ama reklamlar değildi. İlk reklamda çocuklar hem gözlerini hem kulaklarını kapatıp eve gitmek istediklerini söylemeye başladılar. İkinci reklamda da (Dracula) bu durum devam edince salondan çıkıp dışarıda beklemeye karar verdik. Bu sırada Ümit neden korktuğunu açıklamaya başladı. İlk reklam günümüzde geçen bir olay olduğu için korkmuş, o zaman olaylar onun için gerçek oluyormuş. Dracula ya da Vikingler gibi filmlerdeki çok daha fazla ölüm sahnesi ise masal gibi etki yapıyormuş. Serkan daha aşırı tepki gösterdiğinden Vikingler ve Hobit reklamlarını dışarıda geçirdik. 

Bizim film başladığında bir kere daha denemeye karar verdik ve içeri girdik. Baştan sona kadar sayamadığım kadar çok insan öldürüldü filmde ama çocuklar eğleniyordu. Demek işin sırrı hikayenin gerçek olabilme ihtimaliymiş. Bizimkilerin bunu anlamak için kullandıkları tek kıstas da hikaye hangi zamanda nerede geçiyor sorusu. Günümüzdeyse ağiıyoruz, geçmişteyse gülüyoruz (ilk şoku atlatmak zaman alıyor ama). 

Sinema salonları reklam gösteriminde filmin yaş sınırına bağlı kalmayacaksa bir dahaki sefere işi sağlama alıp reklamlardan sonra içeri girmeyi düşünüyorum.  
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder