23 Mayıs 2012 Çarşamba

Tırtıllar (6)

Bugün yeni tırtıl yok ama eski tırtıllar büyüdüklerinden ve deri değiştirdiklerinden yeni tırtıllar gibi görünüyorlar. Günün en önemli haberi tabii ki yırtıkpırtık kelebeği tırtılınından kozasını örmüş olması. Ne yazık ki bu sahneyi de kaçırdım.

Aşağıda bugün çektiğim fotoğrafları ve filmleri görebilirsiniz.



İki gün önce elimdeki en küçük tırtıldı, şimdi kocaman olmuş.


Bu tırtıl da artık epey yiyor ve bu hızla büyürse yakında bir kozamız daha olabilir.


Bu da biraz büyümüş ama türünü hala öğrenemedim


Bu tırtıl da son iki gün içinde deri değiştirmiş

Bakalım yarın nasıl sürprizler beni bekliyor olacak?

22 Mayıs 2012 Salı

Tırtıllar (5)

Pazar akşamı tavus kelebeği tırtılı huysuzca kabında dolaşmaya ve kabın duvarına tırmanmaya başladı. Sevdiği ısırgan yapraklarına dokunmak istemiyordu. Bunun üzerine koza örme zamanı gelmiş olabileceği riskine karşı daha derince bir kap buldum ve içine 2 dal ısırgan otu koydum ve tavus kelebeği tırtılıyla yırtıkpırtık tırtılını bu kaba yerleştirdim. Yırtıkpırtık tırtılı hemen yemeğe başladı ama tavus kelebeği tırtılı hemen havalandırma deliğini örten tüle yapıştı ve kaldı. Tırtılları bu şekilde bırakıp yattım.

Sabah kalktığımda kaba baktım ve tavus kelebeğinin küçükçe bir koza yapmış olduğunu gördüm. Koza ne yazık ki tüle yapışmıştı. Kozayı başka kaba aktarmaya karar verdim ve bir falçata ile onu tülden ayırdım. Başka bir kavanoza kelebek kozadan çıkınca yukarı tırmanabilsin diye bir kağıt şerit döşedim ve kozayı kavanozun dibine kağıt şeridin üzerine bıraktım. Aşağıdaki resimleri kozayı kavanoza koymadan önce çektim.



Bundan başka kapların temizliği sırasında küçük tırtıllardan birinin ölmüi olduğunu gördüm. Bu tırtıl şimdiye kadar bir şey yememişti zaten ve kendisini hastalık olasılığı nedeniyle hemen kaptan çıkardım. Umarım diğerleri sağlıklı bir şekilde uçacakları günleri görürler.

20 Mayıs 2012 Pazar

Tırtıllar (4)

Dün ormanda her zamanki parkurumda gezerken ısırganların üzerinde bir sürü tırtıl dışkısı görünce hemen arayışa geçtim ve aşağıdaki tırtılı buldum. 

Yırtıkpırtık (Nymphalis c-album) tırtılı

Tabii ki resimden de anlaşıldığı gibi çiftliğimin yeni üyelerinden biri oldu. Görünüşe göre esaret altında bile oldukça iştahlı ve sanırım balkondaki ısırgan beslenme için yetmeyecek. 

Ayrıca diğer tırtıllar için yaprak ararken şu ana kadar gördüğüm en küçük tırtıllardan birini buldum. 

Hangi tür olduğunu bilmiyorum ama kaçacak gibi çok hareketli

Katja alışverişten yeni plastik kaplar getirince tırtıl populasyonu ve sorunları için daha teknik imkanlara kavuştum. Böylece tırtılları yedikleri yapraklara göre ve büyüklüklerine göre ayrı kaplara koyabiliyorum artık. 

Bir gün içinde acayip boy atmış

Aşağıdaki sahnede sıçma anını saniyelerle kaçırdım. 

Tırtılın en temel iki fonksiyonu aynı anda: Yemek ve sıçmak.

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Kırlangıçkuyruk

Öğlende kaynanamın evine giderken komşu bahçelerin birinde oldukça büyük bir kelebek gördüm. Dikkatlice bakınca deseni ve renklerinden kırlangıçkuyruk olabileceğini düşündüm ve elimdeki patates püresi tenceresini hemen yere bırakıp fotoğraf makinesini kaptım. Kelebek çiçeklerin arasında bile yerinde duramadığı için çekimleri uzaktan yaptım. Sonra da aşağıdaki filmi çektim. Oldukça şanslı bir günün başlangıcı için çok güzel bir işaret oldu.

Kırlangıçkuyruk: Nektar toplarken bile yerinde duramıyor.

Tırtıllar (3)

Bu sabah tırtılların genel kontrolünü yaptığımda ilk kez bir firar olmaması sevindirici bir gelişme olarak kayıtlara geçti. Dün akşam yer darlığı nedeniyle tırtıllar için ikinci bir kap daha hazırladım. Meşe yapraklarıyla beslenen tırtılları büyük yeşil kaba koydum. Isırgan ve kayın yaprakları yiyenleri de küçük kaba. Küçük kabın havalandırma deliklerini kapatmadım çünkü buradaki tırtıllar oradan geçemeyecek kadar iriler. 

İki kapta da tırtıl dışkıları bulunması iyiye işaret sanıyorum, demek ki açlık grevine katılım aşırı boyutlarda değil. Özellikle ısırganla beslenen yetişkin tırtıllar oldukça iştahlı gözüküyorlar. Bu sefer pek hareketli olmadıklarından sadece fotoğraf koyuyorum.

Henüz türünü bilmediğim bir örnek ve dışkı parçaları

Bu sarmalanmış yaprağın içinde de bir adet tırtıl yaşıyor

Grev gözcüsü gibi poz vermekten başka bir şey yapmıyor

Yaprakların kenarlarını yemiş

Sanki bu da pek yemiyor gibi

Yakın çekim tırtıl dışkısı

18 Mayıs 2012 Cuma

Tırtıllar (2)

Dün kaçan tırtılı hala bulamadım. Daha fazla kaçışı engellemek için kutuyu aşağıdaki gibi düzenledim.

Havalandırma delikleri tül parçalarıyla kapatıldı

Sabah kutuyu açtığımda yine bir tanesinin kaçtığını sandım ama bu sadece tırtılların çevreye mükemmel uyumu ve kamuflaj yetenekleri sayesinde ortaya çıkan bir göz yanılmasıydı. Tavus kelebeği tırtılı yaprağının içinde ziyafete devam ediyordu ve onu rahatsız etmek istemedim. Bunun yerine dün yaprağından çıkan bir tırtılla yine dün bulduğum başka bir tırtılı göstermek istiyorum.

İkinci tırtılın kamuflajına hayran kaldım

Birinci tırtılı ısırgan yaprağında buldum, ikinciyi ise bir ağaç yaprağı üzerinde. Saklanmaya ihtiyacı yoktu. Yaprak üzerinde dışkıya benziyordu, ilk başta dokunmakta kararsızdım ama kamuflajın aşırı mükemmel olması tırtılı ele verdi. Dallarda gezerken de arka ayakları üzerinde diklenip dala benzetiyor kendini.


17 Mayıs 2012 Perşembe

Tırtıllar

Kelebeklerin kendileri kadar hayatları boyunca geçirdikleri değişiklikler de uzun zamandır benim ilgimi çekmekteydi. Bir dönem ısırganların arasında kelebek yumurtaraları aradım. Isırganı seçme sebebim bir çok kelebek türü tırtıllarının besin kaynağı olması ve bu nedenle dişi kelebeklerin yumurtalarını buralara bırakmalarıydı. Ne yazık ki hala bir kelebek yumurtası göremedim. Bunun yerine değişik türlere ait tırtıllar buldum ama. Böylece evde tırtıl yetiştirme projem başladı. Kelebek olana kadar tırtılları evde beslemeye çalışacağım ve bu sırada öğrendiğim ve gördüğüm ilginç şeyleri burada sizinle paylaşacağım. 

Tavus kelebeği tırtılı ısırgan yerken

Elimdeki tırtıllardan biri tavus kelebeğine ait. Bu tırtılı ormanda gezerken bir torba gibi ikiye katlanmış bir ısırgan yaprağında buldum. Yaprağı olduğu gibi aldım. İleride sık sık ısırgan otuna ihtiyacım olacağından bir saksıya ısırgan ekip balkona da koydum. Kötü günler için yeterince yaprak bulundurmam lazım, ayrıca kozaların asılı duracağı otlara da ihtiyacım olacak.

Tırtılların ait oldukları kelebek türlerine göre çok farklı şekillerde yürüdüklerini bilmiyordum. Örneğin yukarıdaki tavus kelebeği tırtılı aşağıdaki gibi normal bir şekilde yürüyor.

Tavus kelebeği tırtılı yürürken

Aşağıdaki tırtıl ise tavus kelebeği gibi gündüz uçan bir kelebek türüne ait değil. Bu tür tırtıllar ise değişik vücut yapıları nedeniyle yunan alfabesindeki omega harfi şeklinde yürüyorlar.

Bu tırtılın hangi kelebek türüne ait olduğunu bilmiyorum

Bu akşam eve geldiğimde tavus kelebeği tırtılının yeni bir yaprak sarması yaptığını ve diğer tırtılın ise kutudan kaçmış olduğunu gördüm. Bunun üzerine kutunun hava deliklerini tül parçalarıyla kapattım. Ayrıca bugün yeni bir tırtıl buldum, bu da akşam uçan türe ait bir tırtıl olmalı ama ayrıntılı bilgiler çok yakında burada.



13 Mayıs 2012 Pazar

Ümit ve Serkan (21)

Çocuklarla genelde dersleri konusunda pek konuşmuyorum. Onlara bir şeyler öğretmeye çalışmıyorum. Sadece ilginç şeyler göstermeye çalışıyorum, çok ender olarak nedenini merak ediyorlar, o zaman da bildiğim gibi anlatıyorum. 
Dün ormanda Ümit'le gezerken matematikte ne durumda olduklarını anlamak için şakayla karışık ondalıklı işlemler sordum. İki kere bir nokta iki nedir? Bir nokta sekiz artı bir nokta dört kaçtır gibi. Ümit'ten daha onları bilmiyoruz cevabını beklerken doğru cevapları verince şaşırdım ama abartıp üstüne de fazla gitmedim.
Bugün Serkan da bizimle ormana gelmek istedi. Tam yol ayrımına geldiğimizde tabii ki fikir ayrılıkları ortaya çıktı. Ümit yukarki yoldan gitmek istedi, Serkan ise tren yolunun yanından gitmek istedi. Siz karar verin deyince Serkan ebe seçme tekerlemelerinden birini kullanmayı önerdi. Ümit ise olmaz dedi çünkü kimin kazanacağı kimden başlandığına bağlıymış ve Serkan da Ümit de bu tekerlemenin analizini ezbere biliyorlarmış. Çok mantıklı bu açıklamayı kabul ettim ve mecburen başka bir yol önerdim. Tren yoluna doğru gidecek ama sonra yukarı çıkıp gölette kurbağa var mı diye bakacaktık. Bu sırada Ümit, dün oynadığımız matematik oyununu oynamayı önerdi. Serkan ise beceremeyeceğini söyleyip istemedi. Çok basit bir taneyle başladım. Ümit cevap verdi. Sonra daha zor bir tane sordum ve Ümit yanlış cevap verirken Serkan bildi bu sefer. Bunun üzerine daha zor bir tane sordum ve Serkan bunu da hemen yaptı. Nasıl yaptıklarını tam olarak bilmiyorum ama sanırım Ümit ondalıklı sayıları tam sayılara tamamlayacak şekilde parçalayıp topluyor. Serkan'a nasıl yaptığını sormadım bile. 
Tabii ki Serkan hızlı gelen bu başarısının ardından Ümit'ten daha iyi olduğunu iddia etmeye başladı. İçimden tipik erkek sorularından biri daha deyip Ümit'in de iyi yaptığını söyledim ve yola devam ettik. 

Anneler gününde baştankara

Baştankaralar orman çevresinde en çok karşılaşılan kuş türlerinden biri. Karşılaşılan dediysem de aslında duyulan ve kısa bir süre için görülen daha doğru bir tanımlama olurdu heralde. Şehir içindeki parklarda yaşayan kuzenleri gibi insanlara alışık olmadıklarından kesinlikle göz temasından kaçınıyorlar. 

Haftasonu güneş biraz bulutların arkasından çıkınca bir süredir ihmal ettiğim bahçeye fotoğraf çekmeye çıktım. Otlar artık benim boyuma gelmiş. Aralarında yine böcek filan ararken orman tarafından kurumuş yaprak sesleri duydum. Heralde kara tavuktur derken otların beni sakladığını dikkate alarak o seslerin geldiği tarafa doğru biraz yaklaştım. Şansa bu sefer beni henüz fark etmemiş bir baştankaraydı. Yaprakların arasında bir şeyler arıyordu. 



Neler aradığını anneler gününde öğrendim. Yine bahçede gezinirken yavru kuş sesleri duydum, aslında bu sesleri uzun zamandır duyuyordum ama daha önce nedense doğru yorumlayamamışım bu sesleri. Yakından geldiğini anlayınca bahçe sınırına doğru ilerledim. Komşunun bahçesinde duvarda betondan bir kuş yuvası vardı, daha önce görmemiştim ama sesler orada geliyordu. Yuvayı gözlemeye başladım ve fazla beklememe gerek kalmadan yavru kuşların birini ve onu beslemek için yerlerde yiyecek arayan anne (belki baba da yardım ediyordu) kuşu görebildim.



Bütün olay periyodik bir şekilde kendini tekrarlıyordu. Yavru kuş önce yuvanın içinden bağırıyor. Bir süre sonra yuvanın girişine doğru geliyor ve bir miktar da dışarı çıkıyor. Böyle olunca sesi daha güçlü duyuluyor ve anne de kısa süre sonra yuvaya dönüp ağzındaki yiyecekleri yavrusunun ağzına bırakıyor ve eğer biraz daha yem kalmışsa yuvaya girip diğerlerine de veriyor, kalmamışsa da hemen uçup yiyecek toplamaya yeniden başlıyor. Bu kısır döngüden şikayetçi gibi görünmüyordu ama ben Formula 1 yarışı için çağrıldığımdan çekime burada son vererek içeri gittim. Yarıştan sonra da çekimler yaptım ama anne kuş kadar dayanamadım ve belki de haftaya burada olmayacaklarını bilerek başka şeyler aramaya gittim.

3 Mayıs 2012 Perşembe

Uzun bir hafta sonu

1 Mayıs resmi tatiline pazartesi gününü de ekleyince art arda dört gün güzel havada dışarıda olma imkanını buldum. Cumartesi günü yanıma botanik kitabını da alıp ormana gittim. Çevrede yetişen çiçekleri tanımak istiyordum.

Evin önünden ormanın içine doğru çıkan yolu takip ettim. Sokaktaki son evi de geçince baştankaralar ötüşleriyle ormana girişimi karşıladılar. Bu gün gözüm kuşlarda değildi ama. Hemen yolun kenarında çömelip iki taraftaki ısırganları seyretmeye başladım. Dokununca bizi yakan bu bitkilerin arasında koca bir dünya varmış meğer. Bu dünyayı daha iyi göreye çalıştıkça parmaklarım iyice yanmaya ve kaşınmaya başladı ama çok ilginç böcekler gördüm.

Barynotus obscurus

Ağustosböceği (Cercopis vulnerata)


Pyrochroa coccinea


Uğur böceği (Propylea quatuordecimpunctata)




Sonunda aradığım sarımsak otunu buldum.

Sarımsak otunun benim için özelliği yılın ilk kelebeklerinden olan turuncusüslünün tırtılının besin kaynağı olması. Bu otlarda yumurta ya da tırtıl bulacağımı umuyordum ve pazartesi günü şansım bu sefer iyi gitti. Gördüğüm kadarıyla sarımsak otu bir çok canlı için yaşam ortamı sağlıyor. Çiçekleri nektar kaynağı olarak kullanılıyor. Üst yaprakların birinin altında genelde bir adet kene pusuda av bekliyor, hareket olur olmaz yaprağin kenarına koşturmaya baslıyor ve kendini avının üzerine bırakıyor. Alt taraflardaki yapraklar da tırtıllar icin besin kaynağı olarak kullanılıyor. 

Aşağıdaki tırtılı ormanın girişinde sağda kalan bir ısırgan kümesinin ardındaki eğimli alanda buldum. Tırtıl henüz yumurtadan çıkmış gibiydi, yapraktan aşağı salındı ve alt yaprakların birinin altında hemen saklandı. Eve dönüp bir saksı aldım ve çiçeği toprağıyla beraber çıkarıp saksıya aldım. Fakat çiçeği çıkarırken köküne epey zarar vermişim sanırım, kısa süre sonra çiçek solma belirtileri göstermeye başladı. Bunun üzerine tırtılı ve çiçeğin yapraklarını plastik bir kaba koydum ve çiçeği ölüme terk ettim. Ertesi gün hem tırtıl hem de çiçek yaşıyordu, belki ikisi de bana rağmen kurtulur. Eger tahminlerim doğru ise bu tırtıl gerçekten de turuncusüslü türüne ait ve bu durumda kelebek bir sonraki Mart ya da Nisan ayında çıkacak. Tırtıl beş hafta filan yaprak yiyecek ve sonra koza şeklinde kışı geçirecek.
Turuncusüslü tırtılı

Bu haftasonu etkinlikleri sırasında vücudumun çeşitli yerlerinden ısırmış dört kene buldum. Keneleri çıkartırken çentikli özel kartlar kullanıyoruz ki çıkarma sırasında hem kenenin kafası da çıkmış oluyor hem de yara kenenin zararlı etkilerinden korunuyor.

Kene

Bacağımı ısırmış bir kene

1 Mayıs sabahı pencerenin çok yakınından uçan karaltıları görünce hemen bir yıldır beklediğim misafirlerimiz aklıma geldi. Pencereye koşup dışarı baktığımda kırlangıçların geri döndüğünü gördüm. Hemen yukarıdaki yuvanın yarısı dökülmüş bir şekilde duruyordu ve kuşlar genelde çatının diğer tarafına doğru uçuyordu. Aşağıya inip orada bir yuva olup olmadığına baktım ve aşağıdaki videoyu çektim

.


Öğleden sonra hava bir gün öncesine göre daha ay bulutluydu ama bir gün önce yağmur yağmıştı. Böyle bir durumda ısırganların dünyası nasıldır diye bakmak için yine ormana gittim. Her zamanki yerlerde dolaşırken bir ısırgan yaprağı üzerinde siyah bir tırtıl gördüm. Tabii ki kendime hakim olamadım ve onu da eve götürdüm.

Tavus kelebeği (?) tırtılı

Akşama doğru eve dönerken de yine ısırganlar arasında rulo halinde sarmalanmış ve ipek sicimle bağlanmış yapraklar buldum. Bir tanesini yanıma aldım, içinde ne olduğunu henüz bilmiyorum. Böylece üç kavanozda üç değişik deney sahibi oldum. Deneylerde gelişmeler oldukça bu sayfada durumu bildireceğim.